22 Eylül 2014 Pazartesi

PARALEL EVRENDEKİ EŞBENİM ŞU AN NE YAPIYOR ACABA?

Evde geçirdiğim akşamlarımın değişmez ritüeli, kucağımda tepsi ile televizyon karşısındaki koltuğuma kurulup film ya da dizi seyretmektir. Bu akşam da tavsiye üzerine seyrettiğim 2013 yapımı Paralel Evren (Coherence) isimli film beni, filmin adını aldığı konuyu biraz kurcalamaya yöneltti. Filmin konusu oldukça sıradan: Bir kuyruklu yıldızın dünyanın epey yakınından geçeceği bir gecede bir grup arkadaş biraraya gelirler. Yemek sırasında elektrikler kesilir. Gizemli bir evde ışıkların yandığını farkeden grubun yaşadığı enteresan olayların Paralel Evren teması çercevesinde anlatıldığı bu filmde gerçekle hayal birbirine karışır. 

Aslında Paralel Evren daha önce de Donnie Darko, Butterfly Effect, Matrix ve Sliding Doors gibi hatırlarımızda yer etmiş kült filmler, Lost ve Fringe gibi hayran kitlesi milyonları bulan dizilere konu olmuş bir olgu. İsmi basit ve anlaşılır görünse de konu oldukça karmaşık. Paralel Evren en yalın anlatımıyla, "Fizik kuramına göre kuantum fiziği sayesinde insanın aynı anda birçok yerde olabilme durumu"dur.  Tanımı biraz daha yaratılışsal bir çerçeveye sokarsak: Şu an içinde bulunduğumuz evrenin atomdan daha küçük bir zerreciğin saniyeden daha kısa bir süre içinde aniden patlaması sonucu oluştuğu düşünülmektedir. Bu zerreciğin patlamadan önceki yerinde ise kara delik denilen belirsiz bir bölge bulunmaktadır. Bilimadamları bu bölgeden geçilerek fizik kuralları tamamen farklı başka bir paralel evrene geçileceğine inanmaktadırlar. Kainatın ve maddenin yaratılışını izah etmek için de kullanılan bu fizik teorisinin, matematiksel olarak mümkün olabileceği de ispatlanmıştır. 


"Bu anı daha önce yaşamıştım" ya da "Burayı daha önce görmüştüm" tarzı deja vu deneyimleri de paralel evren olgusu ile açıklanmaya çalışılmaktadır. Kuantum fiziğinin bu teorisine göre dünya üzerinde birçok paralel evren ve bu evrenlerde varolmaya devam eden birçok eşbenimiz var. Yani, her hareketimiz farklı bir sonuç doğurmuş; ve bu sonuçlara bağlı olarak farklı evrenlerde apayrı deneyimler  yaşıyoruz. Kısacası, bulunduğumuz ortamda, birkaç paralel evren daha aynı anda ama farklı boyutlarda mevcut. Kulağımızla duymadığımız ya da gözümüzle görmediğimiz için bizim üçboyutlu algılama yeteneğimiz bunları algılamada zayıf kalıyor. Bunun sonucu olarak da bu evrenleri fark edemiyoruz.


Paralel Evren olgusunun gerçek olması durumunda her bir ihtimalin her bir paralel evrende farklı gerçeklestiği düşünülürse (Sliding Doors filmini izleyenler hatırlayacaktır) sonsuz paralel evren ve eşbenlerin hüküm sürdüğü yansımalar silsilesinden bahsetmek mümkün. Şu aşamada ortada kanıtlanmış ya da realize edilmiş birşey olmasa da, teorinin sadece mümkün olabilirliği ispatlanmış olsa da kuantum evreninde ne zaman bir seçim yapsam bir evrenin ve bir eşbenimin daha doğma ihtimali bana biraz ürkütücü gelmedi desem yalan olur. Diğer yandan da, yaptığım her seçimin diğer alternatifini yapsaydım neler olurdu diye düşünmek de eğlenceli geliyor. Bu yazıyı okuduktan sonra siz neler düşüneceksiniz bilmem ama ben hayatımın geri kalanına "Paralel Evren'e inanma; Paralel Evren'siz kalma !" şeklinde bir motto benimseyerek devam etme kararı aldım.

Şehnaz Tuna




1 yorum: