27 Kasım 2014 Perşembe

YARATICI YAZARLIK ÖĞRENİLEBİLİNİR Mİ?

Daha ilkokula başlamadan gazete manşetleri ve reklam tabelalarını ezberleme yöntemiyle kendi kendime söktüğüm okumayı o yaşlarımdan beri çok sevdim. Evde okuyacak hiçbir şey bulamasam çocukluğumuzun ansiklopedisi, kütüphanemin baştacı "Meydan Larousse"'umun ciltlerini büyük bir merakla karıştırır, içerlerindeki sevdiğim bazı konuları neredeyse ezbere öğrenmeme yol açacak kadar tekrar tekrar okurdum. Benim bu hiç bitmeyen okuma hevesim bir müddet sonra -her iyi okuyucuya olduğunu tahmin ettiğim gibi bana da- bir yazma hevesi getirdi beraberinde. Ama bununla ilgili hiç bir adım atmaya cesaret edemedim. Çünkü, bana göre insan doğuştan ya yazardı, ya da yazamazdı. Yani sonradan yazar olmak mümkün değildi. Halbuki ne yanlış biliyormuşum!


Geçtiğimiz Eylül ayında, bloğumu da yayına sokmamı müteakip kütüphanemde iki seneden fazla asılı duran ve bir dergiden kesip yapıştırdığım kağıt parçasını elime alıp üzerindeki numarayı çevirdim. Boğaziçi Üniversitesi'nde akademisyen ve yazar Murat Gülsoy tarafından verilen "Yaratıcı Yazarlık Kursu"nun numarasıydı bu. On hafta boyunca her Çarşamba iple çekerek gittiğim kursum  henüz yeni bitti. Şimdi önümde yeni yazılar yazacağımız ve yine on hafta sürecek bir atölye var. Murat Hoca bilim kökenli ama aynı zamanda  edebiyat aşığı olan bir yazar. Dersleri ise oldukça keyifli ve öğretici. Biz bu on hafta boyunca öykü ve roman gibi kurmaca edebiyat yapıtlarının nasıl üretildiğini öğrendik. Aynı zamanda da yaratıcılığımızı ortaya koyarak kendi kurmaca metinlerimizi yazdık ve yazma tekniklerimizi hocamız önderliğinde ve birbirimize verdiğimiz geri bildirimler eşliğinde geliştirmeye çalıştık. Her zaman olduğu gibi daha fazla detaya girmeyip merak edenleri kaynağına yönlendirmek istiyorum: 

Murat Gülsoy
Yaratıcı yazarlığın unsurları, yaratıcılığın kendisi ve yöntemler dışında benim bu kursta öğrendiğim en önemli olgulardan biri, doğru gözle baktığımızda yaşadığımız her olay, çevremizdeki her insan ve hatta eşyanın içinde bir hikaye, bir öykü ya da bir romana konu olabilecek bir ilham unsuru barındığını görebileceğimiz oldu. 

Henüz daha yeni yeni yürümeye başladığım bu büyülü yolda artık yaşadığım her anı daha da derinden içime sindirmeye çalışıyorum. Kalemler hiç durmasın...  

Şehnaz Tuna





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder